Uyuyup uyandığımız uçak ve otobüs yolculuklarımızdan sonra bütün enerjimizle Tatvan'da Hüsnü M.Özyeğin Vakfı tarafından kurulan Hüsnü M.Özyeğin Vakfı Deniz Süren İlköğretim Okulu'na vardık.Daha okulun kapısından girmeden bile sesimizi duyup pencerelerin önünde yerlerini alan öğrencilerin bizlere el sallamaları , 'Hoşgeldiniz.' diye seslenmeleri, parlak bakan gözleri ve gülen yüzleriyle daha da neşe, heyecan ve enerji dolduk.
Lezzetli bir öğle yemeğinin ardından Özgür ve Doğukan arkadaşımız okuldaki ve kooparatif ofisindeki teknikle, panellerle , internet bağlantısı ile ilgili aksaklıkları gidermek için aramızdan ayrılırken , geri kalanlar olarak sınıfa çıkıp , geçtiğimiz dönem boyunca internet üzerinden Oku-Düşün-Paylaş seanslarımızı gerçekleştirdiğimiz öğrencilerimizle hasret giderdik. Hemen ardından, onlarla son bir seans yapmak için yerlerimizi aldık.Gözleri pırıl pırıl bakan gençlerle , bundan önceki seanslarımızın bir hatırlatmasını yaptıktan sonra , birer birer hepsinin hayallerinden bahsettik. Seanslardan sonra fikirlerini söylerken daha özgür, hayallerini paylaşırken daha özgüvenli ve kararlı, gözlerimize bakarken daha umutlu gençler görünce, yürüttüğümüz projenin ne kadar anlamlı ve verimli bir proje olduğunu bir kez daha kanıtlamış bulunduk.
"Haklıların haksızlar yerine suçlanmaması için avukat olmak istiyorum." Harun
"Başka gezegenleri görmek , başka yerlere ayak basmak istiyorum." Ahmet
Öğrencilere 'Sizlerin bize sormak istediğiniz sorular var mı?' diye sorduğumuzda, aslında karşımıza çıkması çok olası bir soruyla karşılaştık;
"Siz neden bu seansları yapıyorsunuz?"
İşte tam da bu sorudan sonra onlara STK nın ne demek olduğunu, YGA 'nın vizyonunu, misyonunu, ne içerikte projeler yürüttüğünü, bizlerin de toplumun sosyal açıdan eksik olduğuna inandığımız alanlarının geliştirilmesinde gönüllü olarak bulunmaktan çok büyük keyif aldığımızı anlattık. Öyle ki, bizim onlara bir şeyler öğretirken aslında kendimize de bir çok şey kattığımızı; farklı hayatların , farklı düşüncelerin ufkumuzu genişletmesiyle daha da donanımlı bireyler haline geldiğimizi , çevremizde duyduğumuz problemler varsa eğer , bunlara karşı çözüm odaklı davranmamız gerektiğini örnekler vererek aktarmaya çalıştık.
Bu güzel seansın ve sonrasındaki sohbetimizin ardından , ODP Seansını bütün dönem boyunca takip eden, büyük başarı gösteren öğrencilerimize sertifikalarını verdik. İçlerindeki mutlulukları yüzlerinde de görüyor oluşumuz bizi bir kat daha mutlu etti ve onlarla hiç kopmak istemediğimizi fark ettik.
Sertifikaların verdik , diğer öğrencilerle birlikte dışarı çıkıp, İstiklal Marşı'mızı söyledik ve daha sonra egosu küçük, kalbi büyük, zihni berrak , elleri hızlı on önü açık öğrencimizi evlerine gönderip, biz de kendi servisimize binip kaldığımız otelin yolunu tuttuk.
Yağmur Şimşek




